Sivrisinek Aracılığıyla Bulaşan Bu Virüs Can Alıyor




Sivrisinek Aracılığıyla Bulaşan Bu Virüs Can Alıyor
Sivrisinek Aracılığıyla Bulaşan Bu Virüs Can Alıyor

Sivrisinekler aracılığıyla bulaşan Batı Nil Virüsü İstanbul’un Avcılar ve Esenyurt bölgesini etkisi altına aldı.

Tehlikenin yalnızca İstanbul ile sınırlı olmadığını belirten Prof.Dr.Gülgün Dile Arman Türkiye’De bu virüsü bulaştırabilecek çok sayıda sivrisinek türü olduğunu bildirdi.




Arman.Batı nil virüsü söz konusu olduğunda insandan insana geçebiliyor,ayrıca anne sütü aracılığı ile bebeğe de geçebiliyor.dedi.

İlk kez1937 yılında Uganda’da tanımlanan Batı nil virüsü o günden itibaren dünyaya yayıldı.Prof.Dile Gülgün Arman” Batı nil virüsünün doğal konaklarının ise kuşlar olduğunu bildirdi.

Batı nil virüsünün kuşları ısıran sinekler aracılığı ile inanlara bulaşıyor.Sivrisineğin ısırdığı insanlar,atlar ve diğer hayvanlarda kör konak olarak adlandırılıyor.YaniSivrisineklerin virüs bulaşan bir insanı ısırıp,virüsü başka bir insana bulaştırması çok düşük bir olasılıktır.

Sivrisinek Aracılığıyla Bulaşan Bu Virüs Can Alıyor

SİNEKLER İNSANDAN İNSANA BULAŞTIRAMIYOR AMA…

‘Kuşların kanında Batı Nil Virüsü çok yüksek miktarda bulunduğu için sivrisinekler yüksek oranda bu virüsü üzerine alıyor’ diyen Prof. Dr. Arman, “Hastalık insanlara bulaştığında kanda bulunan virüs oranı daha az oluyor. Bu nedenle virüsün yayılmasında atlar ve insanlar çok fazla önem taşımıyor. Hastalığın insandan insana bulaşma riski az. Ancak Batı Nil Virüsü; kan nakli ile insandan insana geçebiliyor. Ayrıca anne sütü aracılığı ile bebeğe de geçebiliyor. Özellikle Afrika’dan göç yoluyla diğer ülkelere ve bölgelere giden kuşlarla ciddi salgınlar olabiliyor. Göçmen kuşların Afrika’da kışı geçirdikten ve virüsü aldıktan sonra Avrupa’ya göçleriyle birlikte virüs bu bölgelere de taşınıyor. Kuşların göçü sırasında uygun sivrisinek de varsa; o kuşu ısıran sivrisinek aracılığı ile virüs kuştan alınıyor ve insanlara bulaşıyor” ifadelerini kullandı.

ZİHİN KARIŞIKLIĞI, UYUŞUKLUK VE FELÇ

Batı Nil Virüsü’nün insanlarda 2-14 günlük bir kuluçka süresi olduğunu anlatan Arman, “Virüs kişilerin yüzde 80’inde hiçbir belirti vermiyor. Enfekte olan kişilerin yüzde 1’inden daha azında ise ‘ensafalit-menenjit’ tarzında bir klinik tablo da gelişebiliyor. Batı Nil Virüsü; ani yüksek ateş, baş ağrısı, sırt ağrısı, bulantı, kusma, deride kızarıklıklar ve daha ileri vakalarda vücut kaslarında zayıflık, boynu dik tutamama, uyuşukluk, zihinsel karışıklık, kas titremeleri ve sonuçta felçler ile kendini gösteriyor. Sinek ısırığından 2-14 gün sonra bu belirtiler ortaya çıkabilir. Batı Nil Virüsü karaciğer ve dalakta büyüme, göz rahatsızlıkları, pankreas ve kalp kasını olumsuz etkileyebiliyor. 50 yaş üstündekiler, kanser öyküsü olanlar ve bağışıklığın baskılandığı hastalar, organ nakli, diyabet, böbrek yetersizliği olan kişiler Batı Nil Virüsü için risk taşıyor” diye konuştu.

UZUN KOLLU KIYAFETLER TERCİH EDİN

Batı Nil Virüsü’nün tedavisi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman şunları söyledi:

“Bunun için sivrisineklerden korunmak oldukça önemli. Şüpheli durumlarda ise vakayı halk sağlığı merkezlerine yönlendirmek gerekiyor. Batı Nil Virüsü’nün yayılımını engellemek için derelerin kurutulması, durgun suların tasfiye edilmesi, sivrisineklerden arındırılması gerekiyor. Kuş ve at ölümlerin fazla olduğu durumlarda ilgili sağlık kuruluşlarına haber verilmeli. Hastalıktan kişisel korunma için ise, sinek kovucular kullanılmalı, uzun kollu kıyafetler tercih edilmeli, özellikle geceleri koyu renkli kıyafetler giyilmeli, pencerelere sineklik takılmalı.”

BİLMEDİĞİMİZ BAŞKA VİRÜSLER DE VAR

Yakın zamanlarda gündeme gelmiş olsa bile Batı Nil Virüsü’nün bulaşmasında rol oynayan aracıların yani sivrisineklerin Türkiye’de olduğu uyarısında bulunan Prof. Dr. Arman, “Kuşların göç yolu üzerinde bulunuyoruz. Dolayısıyla dünyada da yayılan bir virüs bu. Türkiye’de de tek tek veya salgınlar halinde görülebiliyor. Sivrisineklerden bulaşabilecek enfeksiyonlar yalnız Batı Nil Virüsü ile sınırlı değil. Sıtma ve Zikavirüs’ün de bu şekilde bulaşabileceğini zaten biliyoruz. Ayrıca Deng ateşi, Japon ensefaliti, sarı humma hastalığı da sivrisinekler aracılığı ile insanlara bulaşan hastalıklardandır.

Dış ortam çalışanları, sivrisinekten bulaşan hastalıkların sık görüldüğü bölgelere seyahat eden iş insanları, laboratuvarda bu virüslerle çalışanlar, bazen de bu tür hastalıkları olanlarla ilgilenen sağlık personelleri en sık etkilenenlerdir” dedi.

Kaynak.Sözcü.com.tr.

Spread the love


Bir yanıt yazın